Animasyon filmlerinde Noel Baba tasvirleri karakterin dışsal görünümünden çok mizaç ve yaşamış olduğu gizli hayatı üzerinden anlatıldığı takdirde çok daha cezbedici olabiliyor. Buna en yakın örneklerden 2019 senesinde Oscar adayı olan Claus’u gösterebilirim. Bu animasyonda her şeyin başladığı kasabaya, kendi benliğini kaybetmiş genç ve tembel bir postacının bakış açısından odaklanılıyor, finale doğru unutulmaz bir Noel Baba anlatısına ulaşılıyordu. Arthur Christmas (Hediye Operasyonu) ise, Noel dönemindeki oyuncak dağıtımının arka planını, yani elflerden oluşan oyuncak fabrikası ve bu oluşumun başındaki Noel Baba’nın macerasını anlatıyor. Fakat burada Noel Baba, sadece tek bir kişi olarak kalmıyor. Belli bir yaş sonrasında babadan oğula aktarılan bir miras sisteminde ilerleyen bir kavram söz konusu. Arthur ise, Noel Baba’nın en sevdiği çocuklarından biri olsa dahi tam olarak güven vermeyen, içine kapanık bir genç ve maceranın odak noktası bizzat bu şaşkın genç üzerinden şekilleniyor.
Filmin en önemli özelliği Noel Baba efsanesini şamatalı bir kayboluş öyküsüyle aktarışı. Bu öykünün sonunda tabii ki umut var ve izleyicinin bağ kurabileceği sayısız karakter. Noel Baba’nın hediyelerinin dağıtıldığı gece yaşanan bir aksaklık dolayısıyla küçük bir kızın hediyesi unutulunca, Noel Baba’nın sakar oğlu Arthur o hediyeyi vermek amacıyla hayli zorlu bir yolculuğa adım atar. Bu noktadan itibarense karşımıza Noel ruhunu öven, oldukça eğlenceli ve mümkün mertebe sıcak kalmaya odaklanan bir macera çıkmış oluyor.
Arthur’un çıkmış olduğu macerada vurgulanan en önemli mesaj, eskiye saygınlık ve bağlılık olsa da modernleşmeye karşı kapalı kalamama çabasıdır. Fakat burada her iki değerin birleştirilmesi sonucu ilerleyen bir kültür vurgusu yapılıyor. Arthur, çok hevesli olmasa da babasından sonra giyilecek olan kırmızı tuluma yavaş yavaş yaklaşıyor film boyunca. Tabii bu esnada çatışma oluşturan anlar, kötü niyetli olmasalar da durum anında sapıtmaya müsait karakterler ve finalle birlikte ulaşılan kahkaha dolu bir kutlayış aktarılıyor.
Filmin yönetmeni Sarah Smith, geçtiğimiz ay vizyona giren Kayıp Robot Ron’un da yönetmeni. Bu isim son yıllarda fazlasıyla radarımda. Keza yarattığı evrenlerde dostluk ve birey olma olgusunu olabildiğince yumuşak bir anlatıyla aktarabiliyor. Bu animasyon ise yönetmenin ilk uzun metraj deneyimi olmasına rağmen hayli özenli bir evren karşımıza çıkarıyor. Bununla birlikte ritmin bir an olsun düşmemesi, karakterlerin içinde bulunduğu duruma rağmen kendilerini aşırı önemsediklerinden dolayı ortaya çıkan absürtlükler tam anlamıyla bir Noel komedisine dönüşüyor.
Ezcümle, Arthur Christmas komik ve eğlendirici bir Noel animasyonu. Teması bizim kültürümüze uzak gibi gözükse de hikâyeyi evrenselleştiren bir umut olgusuna sahip. Dolayısıyla izlediğiniz an mutlu olabileceğiniz ve tabii ki bolca güleceğiniz bir macerayla buluşacaksınız.
Şimdiden iyi eğlenceler!