Disney evrenlerinde Christmas temaları farklı denemelerle sıkça karşımıza çıkar. Özellikle elinizde Mickey Mouse gibi evrenselleşmiş bir şöhrete sahip karakter varsa eğer bayram dönemlerinde bu kahramanı kullanmak en garantici adım olacaktır.
Disney’in 1999 senesinde üç adet kısa film şeklinde sunduğu Christmas antolojisi Mickey’s One Upon a Christmas, klasikleşip sürekli gelişim gösteren Walt Disney evreninde Noel dönemine karşı sergilenen bakışları dile getiriyor.
Disney’in artık simgeleşmiş karakterleri Donald Duck, Goofy ve tabii ki Mickey Mouse üzerinden anlatılan bu Noel resitallerinde, karakterlerin bayram üzerinden bağ kurma ve yarınlara umutla yaklaşma çabaları yansıtılıyor.
Noel’e Sıkışmış Donald Duck
Mickey’s One Upon a Christmas’ın ilk kısası Donald Duck ve üç yeğeninin Noel sabahına uyanışı ve gün boyunca yaşadıklarına odaklanıyor. Aslında hikâye tam olarak Donald üzerinden değil, üç afacan yeğeniyle çeşitleniyor. Çünkü yeğenlerin en büyük dileği olan her gün Christmas yaşama fikri ertesi sabah uyandıklarında gerçekleşmeye başlıyor. Fakat bu süreç belli bir dönem sonrasında rutine bindiği vakit öykü bizlere Noel’de sadece hediyeler ya da somut kavramlardan ziyade anın duygusunu yaşatacak olguların önemini vurguladığından ortaya gerçekten benimsenebilecek bir anlatı çıkmış oluyor.
Baba – Oğul Arasındaki Özel Bağ
Dinsey’in Goofy karakterinde en fazla vurguladığı nokta oğluyla birlikte kurmaya çalıştığı iletişimle gelen bağlar olmuştur. Keza Goofy, görece saf bir karakter. Sakarlıkları ve heyecanıyla çoğu eylemini eline yüzüne bulaştırma ihtimali hayli fazla. Bu masalda ise Noel gününü oğluyla en iyi şekilde geçirirken başarabildikleri ve başaramadıklarıyla karşımıza çıkıyor. Bu kısa maceranın en dikkat çekici yanı karakterlerin Noel Baba’yı arama çabalarıydı. Daha doğrusu inanç kavramını çocuksu bakış açılarıyla birlikte yetişkin odağından da ele alarak ilerliyor film. Dolayısıyla anlatıdaki içtenliği Goofy ile oğlu arasındaki duygusal ve biraz da vicdani hesaplaşmalarla geçen çatışmayla sunulması, tam tamına Noel’le bütünleşecek bir tınının yakalanmasına vesile oluyor.
Mutluluğu Mickey ile Yakalamak
Christmas antolojisinin son etabı ise tabii ki bir süperstar olan Mickey ile biricik aşkı Minnie’ye odaklanıyor. Aslında bu bölümde Disney’in orijinal evrenine de tanıklık edildiği söylenebilir. Keza arka planda tam bir fabl düzeni söz konusu. Sadece Mickey de değil, evrendeki diğer popüler kahramanların da ufak rollerle karşımıza çıktığı, kentin tasarımından tutup da anlatıdaki hafif müzikal şölene dek Christmas temasının dolu dolu yansıtıldığı bir kısa film oluyor. Özellikle Minnie için Noel hediyesi almak adına çalışmaya çaba gösteren Mickey’in içine düştüğü anlar, Noel’le birlikte aslında önemli olanın manevi duygularla mümkün hale gelebileceğinin göstergesi. Burada Disney Animations’ın genellikle her yapımında sıkça vurgulamaya çalıştığı bir tema ön plana çıkıyor; birlik olmak ve sevgiyle beslenmek…
Her üç filmdeki esas anlatı, birlikte geçirilecek zamandan oluşacak umut kavramını yakalamaya yönelik. Daha sonra 2004 senesinde Mickey’s Twice Upon a Christmas ismiyle bir devam filmi de olan bu yapım, gösterime girdiği dönemlerde önemli ödüllerle de buluştu. Disney kültürünü Christmas hissiyatıyla birleştiren, çocuklarla birlikte yetişkinlerin de gönlüne oynayan bu antoloji, karlarla kaplı kış atmosferi ve karakterlerin alışılmış ruh halleri sayesinde seyir zevki hayli yüksek, denemeye değer bir yapım!