Bir kitap ya da filme dair ilk bakışta ilgimizi çeken şeylerden biridir afiş ya da kapak. İçeriğini bilmesek bile kapağına bakarak konusuna, atmosferine dair bir şeyler oluşur zihnimizde. Söz konusu görsel bir sanat olan çizgi romanda ise çok daha baskın bir durum bu. Nimona’nın hareketli, macera dolu bir hikâye anlatıcılığına soyunacağını düşünmem de kapak tasarımıyla alakalı; İki tane şövalyenin arasında duran ejderha kanatlarına sahip baş karakterimizin yer aldığı görsel muzip ve soluk soluğa bir fantazya dünyasını imliyor sanki. Fakat aksine çok minimal bir akışta seyrediyor olaylar. Kötülükle mücadele de birkaç patlama, dövüş anları ve banka soygunu bile tipik aksiyon alanının dışında, olayların yaratacağı gürültüden uzak, daha sakin yankılanıyor. Çizimlerin sadeliği ise 90’larda izlediğimiz çizgi filmlerin sıcacık atmosferini hatırlatıyor. Sırf bu yüzden bile Nimona’nın nostaljik duygular uyandırması hanesine artı puan olarak işliyor.
Nimona bir şekil değiştiren; bir kaplana, file, gorile peş peşe birden fazla canlıya akışkan bir şekilde geçiş yapabilme yeteneğine sahip. Bir yandan küçük bir haylaz kız çocuğu öte yandan şekil değiştirdiği anda korkutucu dönüşüme uğradığı vücuduyla tüm kötülüklerin üstesinden gelebiliyor. Kitabın ilk sayfasında bir tiyatro oyununun sahne girişini hatırlatırcasına Blackheart’ın kapısında beliren Nimona, kötülüklerine yardım etmek için BlackHeart’ın paçasına yapışıyor.
Başta görünümden dolayı reddedilse de Blackheart bir şekil değiştiren ile daha güçlü olacağını düşünerek nihayetinde himayesine alıyor. Kötü demişken Blackheart’da bildiğimiz kötülerden değil, kendisi kendini öyle tanımlıyor. Geçmişte yakın arkadaşıyla giriştiği düello sonucu adalet ve kurum bakanlığının hileli oyunuyla kolunu kaybettiği için kendisi kurumun seçilmiş kötüsü, arkadaşı ise krallığın savunucusu haline geliyor. Sistemin gündemi oyalama ihtiyacıyla zarar verici daha büyük planlar yapmak için mimlediği Black’in derdi esasen yanlış olan her şeyi gün yüzüne çıkartmakla ilgili. Arada Nimona ile giriştiği banka soygunlarından elde ettikleri altınları da halka dağıtıyorlar. Kendisi kabul etmese de bir bakıma Robin Hood aslında.
Kitabın geçtiği atmosfer bir çatışma altında olsa da Nimona ve patronu arasındaki ilişki sadece kötülük yapmalarıyla ilgili değil; birbirlerine dostane yaklaştıkları koruyup kolladıkları zamanlarda oluyor. Hatta beraber film izleyip oyun oynadıkları anların hoşluğunu daha çok görmek istiyoruz fakat ilişkileri bundan öteye gidemiyor. Ki bence en büyük dezavantajı da hikâyenin okuyucuya duygusal bir bağın oluşacağının sinyallerini vermesinin ardından beklentiyi yarıda kesmesi. Gerçi burada kasıtlı bir tercihle Nimona gizemli ve mesafeli bırakılmış ama bu haliyle ne istenen fantazya dünyası ne de ikili arasındaki dostluğun derinliğine yeteri kadar ulaşamıyor.
Kitabın Chloë Grace Moretz ve Riz Ahmed’in seslendirme kadrosunda olduğu 2023’te Netflix’te yayınlanması beklenen bir animasyon film uyarlamasının olacağı söyleniyor. Nasıl olur izleyince göreceğiz ama okurken cesareti ve uçarılığı ile bitmek bilmeyecek maceralar için bir animasyon serisine daha elverişli olurdu diye düşünmedim değil.