Disney – Pixar ortaklığının yeni animasyonu Elemental, stüdyonun tabiriyle tam bir romantik komedi. Aslında animasyon sinemasının romantik komedilere ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Tabii ki geçmişten günümüze sayısız aşk öyküsüne tanık olduk animasyonların içerisinde. Pixar ise bir nevi bu filmle imkansız bir aşk üzerinden çeşitlendirdiği ve tatlı karakterlerin bolluğunda ilerleyen bir romantik komediye imza atmış.
Animasyon ateş, su, toprak ve hava elementlerinin bir arada yaşadığı Elemental şehrinde geçiyor. Şehrin dışındaki evren çok daha geniş tutulabilirdi ama bu elementlerin bir bütün içinde bulundurulması ve ortaya aşk kavramı çıkartılması Pixar penceresinden bakıldığında gayet eğlenceli gözüküyor.
Filmde hırçın, hırslı bir genç kadın olan Alev ile hayatı akışına göre yaşayan ve biraz da şapşal Deniz arasındaki etkileşim ağır basmaya çalışıyor. Burada ne yazık ki çalışıyor diyorum çünkü bu iki karakterin yaşamış olduğu diyar ve ailesel betimler olması gereken etkileşimin önüne uzun bir süre geçiyor. Fakat yine de buna karşın derli toplu bir romantik komedi olmayı başarıyor Elemantal. Tıpkı türün 2000’lerin başındaki Hollywood örneklerini anımsatıyor.
Benim beklentim bu imkansız aşkı ana merkeze alarak ilerlemeleriydi fakat Pixar’da sıkça karşılaştığımız ailesel ya da arkadaşlıklarla oluşan bağın tamamlayıcı gücü bu filmi de sarmış. Biraz abartıdan kaçınsaymış çok daha duygusal bir yol izleyebilirmiş elbette ama bir noktada bu yapımın çocukları daha fazla odağına almak istediğini unutmamak gerek.
Pixar, ikidir bizlere büyüme sancısı yaşayan karakterleri anlatıyor. Turning Red’de ergenliğin eşiğinde olan bir karakterin benliği ve annesiyle barışma aşaması yansıtılmış, bana göre gayet başarılı olmuştu. Elemental ise çıtayı bu rotada bir tık daha yukarı taşımış. Hem Alev, hem de Deniz’in kimlikleri, perdeye yansıttıkları ve benimsemeye başladıkları duygular yerli yerindeydi. Ayrıca bu filmde toplumsal kutuplaşmalar ve önyargılar üzerine de didaktik anlatımın ötesinde sergilenen bir üslup var. Bütün bunlar mevcut hikayenin merkezini besliyor elbette ancak senaryoda birkaç detay biraz daha önemsenseymiş şayet ortaya daha tatlı bir animasyon çıkabilirmiş.
Filmde bariz bir kötü karakter de yok. Yani Elemental şehri başlı başına bir karakter görevi üstlendiği için bir kötü karakterden ziyade birbirine gittikçe aşık olmaya çalışan Deniz ile Alev’in toplumsal sıkıntılar arasındaki konumları ağır basıyor. Çoğunlukla da şehrin ruhu ve muazzam tasarımı arka planda durduğundan her birinin birbirini tamamlayabildiği bir anlatım dili ortaya çıkabiliyor.
Farklı olanı benimsetmek özellikle bu ülkede son yıllarda hayli zor. Böyle bir film aracılığıyla çocukların bu etkileşimi benimseme ihtimalleri bile artı puan sayılabilir benim gözümde. Elemental, yumuşatılmış göçmenlik mevzusunu oldukça renkli ve dengeli bir şamatayla tasarlanmış bir evrende, iki genç insanın aşklarını yeşerterek yansıtıyor.